tnrBi1. TEFSİR Hz Yûnus Ninova halkına gönderilmiş bir peygamberdir. Ninova ahâlîsi putlara tapıyorlardı. Çok zâlimdiler. Yûnus onları tevhîde davet etmeye başlayınca, kendisine çok az kimse iman etti. Diğerleri iman etmeyip hatta ona türlü ezâ ve cefâda bulundular. Hz. Yûnus ise, onların yaptıklarına tahammül ve sabır gösteriyor, kendilerini yine merhametle tevhîde davet ediyordu. Allah’ın azâbının çetin olduğunu hatırlatıyordu. Fakat Yûnus kavminin inkârcı ve inatçı hâllerine son derece üzüldüğünden daha fazla dayanamayıp, Rabbinden izin almadan aralarından ayrıldı. Yalnız bu ayrılış, ne tebliğ vazîfesinden kaçma, ne de bu vazîfeyi verene baş kaldırmaydı. Sadece yüce davete uymayan âsî bir kavimden, henüz vakti gelmeden önce uzaklaşmaydı. Hz. Yûnus şehirden ayrılınca Dicle nehrinin kenarına geldi. Bir gemiye bindi. Gemi, hareket ettikten bir müddet sonra suyun ortasında durdu. Onu bir türlü yürütemediler. Batacakları endişesiyle durumu uğursuzluk sayarak gemide günahkâr birinin olduğunu düşündüler. Bunun kim olduğu hususunda kura çektiler. Kura Hz. Yûnus’a çıktı. O da başına gelen bu işin bir imtihân olduğunu fark ederek tevekkülle suçu üstlendi. Ancak gemidekiler, onun hâlinden sâlih bir kimse olduğunu anlayarak kurayı birkaç defa yenilediler. Fakat hepsinde de netîce Yûnus çıktı. Nihâyet çâresiz bir şekilde Yûnus’u suların içine bıraktılar. Onu büyük bir balık yuttu. Bu sırada Yûnus, yaptığına pişmanlık duyuyor, kendini sorguluyor, nefsini kınayıp duruyordu. Ama o artık bir balığın karnındaydı. Orası pek karanlık bir yerdi. Kendisi ise henüz hayatta, şuuru da yerindeydi. Cenâb-ı Hak balığa, Yûnus’u yaralamamasını ve onun kemiklerine zarar vermemesini emretti. Yûnus ilâhî takdire rızâ göstererek Rabbine teslîm oldu. Denizin ortasında, balığın karnında, üstüste karanlıklar içinde pek derin bir hüzünle hâlini Rabbine şöyle arz etti “Senden başka ilâh yoktur. Sen her türlü kusurdan, eşi-ortağı olmaktan uzaksın. Şüphesiz ben kendine yazık edenlerden oldum!” Enbiyâ 21/87 Yûnus içinde bulunduğu bu zor ve sıkıntılı şartlar altında, her zaman olduğundan daha fazla Cenâb-ı Hakk’ı tesbih ve zikre devam etti. İstiğfâr ve dua ile meşgûl oldu. Onun bu hâlini gören melekler, kendisi affetmesi için Allah’a yalvardılar. Sonunda Cenâb-ı Hak, Yûnus’un da “Senden başka ilâh yoktur. Sen her türlü kusurdan, eşi-ortağı olmaktan uzaksın. Şüphesiz ben kendine yazık edenlerden oldum!” Enbiyâ 21/87 diye çokça tesbihi üzerine bu mübârek peygamberinin işlediği zelleyi affetti. Âyet-i kerîmede şöyle buyrulur “Biz de onun duasını kabul buyurduk; kendisini gam ve kederden kurtardık. İşte biz mü’minleri böyle kurtarırız.” Enbiyâ 21/88 Bu affın yegâne sebebi ise, Hz. Yûnus’un Cenâb-ı Hakk’ı hiç unutmaması ve çokça tesbihiydi “Eğer o, Allah’ı her dâim tesbih eden kullardan olmasaydı, elbette insanların yeniden diriltileceği güne kadar o balığın karnında kalacaktı.” Saffât 37/143-144 Nihâyet, Yûnus karnında büyük bir emânet olarak taşıyan balık, Allah’ın emri ile O’nu sahile bıraktı. Sahile bırakıldığında, pek zayıflamış, bitkin, hasta ve himâyeye muhtaçtı. Vücûdu pelte hâlindeydi. Hava da oldukça sıcaktı. Allah Teâlâ, onu güneşin yakıcı sıcağından koruyacak geniş yapraklı bir bitki, asma kabağı bitirdi. Onun gölgesinde sinek türünden bir haşarat da yoktu. Orada kendisini biraz toparlayan Yûnus Peygamber tekrar Ninova’ya yöneldi. Kendisine, kavminin inanıp tevbekâr olduğu ve böylece Allah’ın kendilerini affettiği bildirildi. Şimdi herkesin onu, ilâhî emirleri bildirmek üzere gelmesini beklediği haber verildi. Yûnus döndüğünü haber alan kavmi, hemen O’nun yanına geldiler. Onu hasretle kucaklayıp özürler dilediler. Hz. Yûnus da, af ve müsâmaha ile davranarak onlara Allah’ın emir ve yasaklarını öğretti. Bundan sonra kavmi, Allah’a ve peygamberine itâat hâlinde, mesut ve iyilik üzere bir hayat yaşadılar. Bu husus, Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle anlatılır “Azabı gördükten sonra iman edip de imanlarının faydasını gören hiçbir memleket halkı olmamıştır. Ancak Yûnus’un kavmi hâriç. Onlar iman edince, biz de dünya hayatındaki o alçaltıcı azâbı kendilerinden kaldırdık ve onları belli bir süreye kadar dünya nimetlerden faydalandırdık.” Yûnus 10/98 İslâm dinini tebliğle vazifeli insanlara, sabırlı, sâkin ve azimli hareket etmek düşer. Hz. Yûnus, kavminden son derece bîzâr olduğu için eleminin şiddeti sebebiyle ilâhî vahyi bekleyemeden oradan ayrılmıştı. Bu ise, bir bakıma sabırsızlık ve acelecilik olmuştu. Zor şartlar içersinde bile olsa, böyle bir davranış, kendisi için bir zelle idi. Resûlullah ise, Mekke müşriklerinin zulüm, eziyet ve cefâlarına tahammül etmiş, hicret hakkında ilâhî emir gelinceye kadar sabırla beklemiştir. Nihâyet Allah Teâlâ ona “Rasûlüm! Şöyle dua et Rabbim! Benim gireceğim yere doğrulukla girmemi, çıkacağım yerden doğrulukla çıkmamı nasip eyle; yüce katından bana yardımcı bir güç, kuvvetli bir delil ver!»” İsrâ 17/80 emriyle hicrete izin vermiş, Efendimiz de bu izinden sonra hicret etmiştir. Nitekim Cenâb-ı Hak, Yûnus misal vererek Resûlullah risâlet vazîfesindeki sıkıntılara sabretmesi hususunda şöyle buyurur “Rasûlüm! Sen Rabbinin hükmünü sabırla bekle; balığın arkadaşı Yûnus gibi olma. Hani o pişmanlık ve acıyla yutkunarak Rabbine yalvarmıştı. Eğer Rabbinden bir lutuf imdâdına yetişmeseydi, elbette o kınanmış, değersiz bir kimse olarak ıssız bir arâziye atılıp gidecekti. Fakat Rabbi onu seçti ve onu sâlih kullarından kıldı.” Kalem 68/48-50 O hâlde ey Rasûlüm! Anlatılan peygamber kıssalarından gerekli dersi alarak tebliğine devam et. Müşriklerle yaptığın mücâdelede bıkkınlık gösterme, geri adım atmaKaynak Ömer Çelik Tefsiri
Mekke döneminde nazil olan Saffat Suresi, pek çok diğer Mekki sure gibi akide ile ilgili detaylar hakkında bilgi vermektedir. İnsanları şirkten İslam'a yöneltebilmek adına birçok düşündürücü delilin örnek gösterildiği sure, cahiliye dönemindeki batıl inançlara da değinir. Daha önce gönderilmiş olan peygamberlerden kıssaların da anlatıldığı Saffat Suresi, Kur'an-ı Kerim'in uzun ve önemli surelerinden biridir. İşte Saffat Suresi meali, Türkçe okunuşu, Saffat Suresi faziletleri hakkında bilgiler... Saffat Suresi Arapça Okunuşu Latin alfabesiyle metnimizde yer alan Saffat Suresi, geleneksel olarak genellikle Kur'an-ı Kerim tilavetinden sonra edilen duaların ardından okunur. Arap alfabesini bilmeyen okuyucularımızın Saffat Suresi Türkçe okunuşu üzerinden sureyi ezberlemesi mümkündür. Ayrıca çeşitli okuma örnekleri incelenerek telaffuzla ilgili sorunların ortaya çıkmasının önüne geçilebilir. Vessaffati saffa Fezzacirati zecra Fettaliyati zikra İnne ilaheküm le vahıd Rabbüs semavati vel erdı ve ma beynehüma ve rabbül meşarık İnna zeyyennes semaed dünya bi zınetinil kevakib Ve hıfzam min külli şeytanim marid La yessemmeune ilel meleil a'la ve yukzefune min külli canib Dühurav ve lehüm azabüv vasıb İlla men hatfel hatfete fe etbeahu şihabün sakıb Festeftihim ehüm eşddü halkan em men halakna inna halaknahüm min tıynil lazib Bel acibte ve yesharun Ve iza zükkiru la yezkürun Ve iza raev ayetey yesteshırun Ve kalu in haza illa sıhrum mübın E iza mitna ve künna türabev ve ızamen e inna le meb'usun E ve abaünel evvelun Kul neam ve entüm dahırun Fe innema hiye zecratüv vahıdetün fe izahüm yenzurun Ve kalu ya veylena haza yevmüd dın Haza yevmül faslillezı küntüm bihı tükezzibun Uhşürullezıne zalemu ve ezvacehüm ve ma kanu ya'büdun Min dunillahi fehduhüm ila sıratıl cehıym Ve kıfuhüm innehüm mes'ulun Me leküm la tenasarun Bel hümül yevme müsteslimun Ve akbele ba'duhüm ala ba'dıy yetesaelun Kalu inneküm küntüm te'tunena anil yemın Kalu bel lem tekunu mü'minın Ve ma kane lena aleyküm min sultan bel küntüm kavmen tağıyn Fe hakka aleyna kavlü rabbina inna le zaikun Fe ağveynaküm inna künna ğavın Fe innehüm yevmeizin fil azabi müşterikun İnna kezalike nef'alü bil mücrimın İnnehüm kanu iza kıyle lehüm la ilahe illellahü yestekbirun Ve yekulune e inna letariku alihetina li şaırim mecnun Bel cae bil hakkı ve saddekal murselın İnneküm lezaikul azabil elım Ve ma tüczevne illa ma küntüm ta'melun İlla ıbadellahil muhlesıyn Ülaike lehüm rizkum ma'lum Fevakih ve hüm mükramun Fı cennatin neıym Ala sürurim mütekabilın Yütafü alyhim bi ke'sim mim meıyn Beydae lezzetil lişşaribın La fıha ğavlüv ve la hüm anha yünzefun Ve ındehüm kasıratüt tarfi ıyn Ke ennehünne beydum meknun Fe akbele ba'duhüm ala ba'dıy yetesaelun Kle kailüm minhüm innı kane lı karın Yekulü e inneke le minel müsaddikıyn E iza mitna ve künna türabev ve ızamen e inna le medınun Kale hel entüm müttaliun Fattalea fe raahü fı sevail cehıym Kale tellahi in kidte le türdın Ve lev la nı'metü rabbı leküntü minel muhdarın E fe ma nahnü bi meyyitın İlla mevtetenel ula ve ma nahnü bi müazzebın İnne haza le hüvel fevzül azıym Li misli haza felya'melil amilun E zalike hayrun nüzülen em şeceratüzç zekkum İnna cealnaha fitnetel liz zalimın İnneha şeceratün tahrucü fı aslil cehıym Tal'uha ke ennehu ruusüş şeyatıyn Fe innehüm le akilune minha fe maliune minhel butün Sümme inne lehüm aleyha le şevbem min hamum Şümme inne merciahüm le ilel cehıym İnnehüm elfev abaehüm dallın Fe hüm ala asarihim yühraun Ve le kad dalhle kablehüm ekserul evvelın Ve le kad erselna fıhim münzirın Fenzur keyfe kane akıbetül münzerın İlla ıbadellahil muhlesıyn Ve le kad nadana nuhun fe le nı'mel müccıbun Ve necceynahü ve ehlehu minel kerbil azıym Ve cealna zürriyyetehu hümül bakıyn Ve terakna aleyhi fil ahırın Selamün ala nuhın fil alemın İnna kezalike neczil muhsinın İnnehu min ıbadinel mü'minın Sümme ağraknel aharın Ve inne min şıatihı le ibrahım İz cae rabbehu bi kalbin selım İz kale li ebıhi ve kavmihı maza ta'büdun E ifken aliheten dunellahi türıdun Fe ma zannüküm bi rabbil alemın Fe nezara nazraten fin nücum Fe kale innı sekıym Fe tevellev anhü müdbirın Ferağa ila alihetihim fe kale e ela te'külun Ma leküm la tentıkun Ferağa aleyhim darbem bil yemın Fe akbelu ileyhi yeziffun Kale e ta'büdune ma tenhıtun Vallahü halekkkaküm ve ma ta'melun Kalübnu lehu bünyanen fe elkuhü fil cehıym Fe eradü bihı keyden fe cealnahümül esfelın Ve kale innı zahibün ila rabbı seyehdın Rabbi heb lı mines salihıyn Fe beşşernahü bi ğulamin halım Felemma beleğa meahüs sa'ye kale ya büneyye innı era fil menami ennı ezbehuke fenzur maza tera kale ya ebetif'al ma tü'meru setecidünı in şaellahü mines sabirın Felemma eslema ve tellehu lil cebın Ve nadeynahü ey ya ibrahım Kad saddakter rü'ya inna kezalike neczil muhsinın İnne haza le hüvel belaül mübın Ve fedeynahü bi zibhın azıym Ve terakna aleyhi fil ahırın Selamün ala ibrahım Kezalike neczil muhsinın İnnehu min ıbadinel mü'minın Ve beşşernahü bi ishaka nebiyyem mines salihıyn Ve barakna aleyhi ve ala ishak ve min zürriyyetihima muhsinüv ve zalimül li nefsihı mübın Ve le kad menenna ala musa ve haun Ve necceynahüma va kavmehüma minel kerbil azıym Ve nasarnahüm fe kanu hümül ğalibın Ve ateynahümel kitabel müstebın Ve hedeynahümes sıratal müstekıym Ve terakna aleyhima fil ahırın Selamün ala musa ve harun İnna kezalik enczil muhsinın İnnehüma min ıbadinel mü'minın Ve inne ilyase le minel murselın İz kale li kavmihı ela tettekun E ted'une ba'lev ve tezerune ahsenel halikıyn Allahe rabbeküm ve rabbe abaikümül evvelın Fe kezzebuhü fe innehüm le muhdarun İlla ıbadellahil muhlesıyn Ve terakna aleyhi fil ahırın Selamün ala ilyasın İnna kezalike neczil muhsinın İnnehu min ıbadinel mü'minın Ve inne lutal le minel mürselın İz necceynahü ve ehlehu ecmeıyn İlla acuzen fil ğabirın Sümme demmernel aharın Ve inneküm le temürrune aleyhim musbihıyn Ve bil leyl e fe la ta'kılun Ve inne yunüse le minel murselın İz ebeka ilel fülkil meşhun Fe saheme fe kane minel müdhadıyn Feltekamehül hutü ve hüve mülım Fe lev la ennehu kane minel müsebbihıyn Le lebise fı batnihı ila yevmi yüb'asun Fe nebeznahü bil arai ve hüve sekıym Ve embenta aleyhi şeceratem miy yaktıyn Ve erselnahü ila mieti elfin ev yezıdün Fe amenu fe metta'nahüm ila hıyn Festeftihim e li rabbikel benatü ve lehümül benun Em halaknel melaiket inasev ve hüm şahidun E la innehüm min ifkihim le yekulun Veledellahü ve innehüm le kazibun Astafel benati alel benın Ma leküm keyfe tahkümun E fe la tezekkerun Em leküm sültanüm mübın Fe'tu bi kitabiküm in küntüm sadikıyn Ve cealu beynehu ve beynel cinneti neseba ve le kad alimetil cinnetü innehüm le muhdarun Sübhanellahi amma yesıun İlla ıbadellahil muhlesıyn Fe inneküm ve ma ta'büdun Ma entüm aleyhi bi fatinın İlla men hüve salil cehıym Ve ma minna illa lehü mekamüm ma'lum Ve inna le nahnüs saffun Ve inna le nahnül müsebbihün Ve in kanu le yekulun Lev enne ındena zikram minel evvelin Lekünna ıbadellahil muhlesıyn Fe keferu bih fe sevfe ya'lemun Ve le kad sebekat kelimetüna li ıbadinel murselın İnnehüm le hümül mensurun Ve inne cündena lehümül ğalibun Fe tevelle anhüm hatta hıyn Ve ebsırhüm fe sevfe yübsırun E fe biazabina yesta'cilun Fe iza nezele bi sahatihim fe sae sabahul münzerın Ve tevelle anhüm hatta hıyn Ve ebsır fe sevfe yübsırun Sübhane rabbike rabbil ızzeti amma yesfun Ve selamün alel murselın Vel hamdü lillahi rabbil alemın Saffat Suresi Anlamı Saffat Suresi konusu açısından cin ya da melekler gibi insanüstü varlıklar ve kıyamet ya da ahiret zamanı ile ilgilidir. Ayrıca Musa, Harun, İlyas, Nuh, Yunus ve Lut gibi peygamberleri örnek göstererek kıssalar anlatan sure, müşriklerin batıl inançlarından bazılarına da yer vererek bu inançları eleştirmektedir. Anlamının yanı sıra Saffat Suresi tefsiri okunarak sure ile ilgili daha derin bir idrak seviyesi yakalanabilir. 1, 2, 3, 4. Saf bağlayıp duranlara, haykırarak sevk edenlere ve zikri Allah'ın kelâmını okuyanlara andolsun ki, sizin ilahınız gerçekten bir tek ilahtır. O, göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbidir. Doğuların da Batıların da Rabbidir. Biz en yakın göğü zinetlerle, yıldızlarla donattık. Onu itaatten çıkan her şeytandan koruduk. 8, 9. Onlar, yüce topluluğu ileri gelen melekler topluluğunu dinleyemezler. Kovulmaları için her taraftan taşa tutulurlar. Onlar için sürekli bir azap da vardır. Ancak onlardan söz kapan olur. Onu da delip geçen bir alev izler ve yok eder. Ey Muhammed! Şimdi sen onlara sor "Kendilerini yaratmak mı daha zor, yoksa yarattığımız diğer şeyleri yaratmak mı? Şüphesiz biz onları yapışkan bir çamurdan yarattık. Hayır, sen onların haline şaştın onlar ise alay ediyorlar. Kendilerine öğüt verildiği zaman öğüt almıyorlar. Bir mucize gördükleri zaman onu alaya alıyorlar. Dediler ki "Bu bir büyüden başka bir şey değildir." "Gerçekten biz, ölüp bir toprak ve kemik yığını haline geldikten sonra mı, biz mi tekrar diriltileceğiz?" "Önceden gelip geçmiş atalarımız da mı?" De ki "Evet, hem de siz aşağılanmış kimseler olarak diriltileceksiniz." O ancak şiddetli bir sesten ibarettir. Bir de bakarsın ki onlar diriltilmiş hazır beklemektedirler. Şöyle diyecekler "Vay başımıza gelene! Bu beklenen ceza günüdür." Onlara, "İşte bu, yalanlamakta olduğunuz hüküm ve ayırım günüdür" denilir. 22, 23, 24. Allah meleklere şöyle emreder "Zulmedenleri, eşlerini ve Allah'ı bırakıp da tapmakta olduklarını toplayın, onları cehennemin yoluna koyun ve onları tutuklayın. Çünkü onlar sorguya çekileceklerdir. Onlara, "Ne diye yardımlaşmıyorsunuz?" denir. Hayır, onlar bugün teslim olmuş kimselerdir. Birbirlerine yönelip sorarlar çekişirler. Şöyle derler "Siz bize sağdan gelirdiniz. Bize haktan yana görünürdünüz." Diğerleri de onlara şöyle derler "Hayır, siz zaten mü'min kimseler değildiniz." "Bizim, sizin üzerinizde hiçbir hakimiyetimiz yoktu. Hatta siz azgın bir kavimdiniz." "Artık Rabbimizin sözü azap bizim hakkımızda gerçekleşti. Biz onu mutlaka tadacağız." "Evet, biz sizi saptırdık. Çünkü biz de sapkın kimselerdik." Artık onlar o gün azapta ortaktırlar İşte biz suçlulara böyle yaparız. Çünkü onlar, kendilerine, "Allah'tan başka hiçbir ilah yoktur" denildiği zaman inanmayıp büyüklük taslıyorlardı. "Biz, deli bir şair için ilahlarımızı mı terk edeceğiz?" diyorlardı. Hayır, öyle değil. O, hakkı getirmiş, önceki peygamberleri de tasdik etmiştir. Şüphesiz siz mutlaka elem dolu azabı tadacaksınız. Siz ancak işlediklerinizin karşılığı ile cezalandırılırsınız. Ancak Allah'ın halis kulları başka. 41, 42. İşte onlar için belli bir rızık, meyveler vardır. Onlar ikram gören kimselerdir. Onlar Naim cennetlerindedirler. Koltuklar üzerinde karşılıklı olarak otururlar. 45, 46. Onların etrafında cennet pınarından doldurulmuş, berrak ve içenlere lezzet veren kadehler dolaştırılır. Onda baş döndürme özelliği yoktur. Onlar, onu içmekle sarhoş da olmazlar. Yanlarında bakışlarını yalnızca kendilerine çevirmiş iri gözlü eşler vardır. Sanki onlar beyazlıklarıyla, saklanmış gün yüzü görmemiş yumurtalardır. Derken birbirlerine yönelip sorarlar. İçlerinden biri der ki "Benim bir arkadaşım vardı." "Sen de tekrar dirilmeyi tasdik edenlerden misin?" derdi. "Gerçekten biz, ölüp bir toprak ve kemik yığını haline geldikten sonra mı, biz mi hesaba çekileceğiz?" Konuşan o kimse yanındakilere, "Bakar mısınız, hali ne oldu?" der. Kendisi de bakar ve onu cehennemin ortasında görür. Ona şöyle der "Allah'a andolsun, neredeyse beni de helak edecektin." "Rabbimin nimeti olmasaydı, mutlaka ben de cehenneme konulanlardan olmuştum." 58, 59. "Nasıl, ilk ölümümüzden başka ölmeyecek miymişiz? Bize azap edilmeyecek miymiş?" Şüphesiz bu cennetteki nimetlere ulaşmak büyük bir başarıdır. Çalışanlar böylesi için çalışsınlar! Ziyafet olarak bu mu daha hayırlı, yoksa zakkum ağacı mı? Şüphesiz biz onu zalimler için bir imtihan aracı kıldık. O, cehennemin dibinde biten bir ağaçtır. Onun meyveleri sanki şeytanların kafalarıdır. Cehennemlikler ondan yiyecekler ve onunla karınlarını dolduracaklardır. Sonra onlar için bunun üstüne kaynar sudan karışık bir içecek vardır. Sonra onların dönüşleri mutlaka cehennemedir. Çünkü onlar babalarını sapık kimseler olarak buldular. Kendileri de onların izinden koşa koşa gitmektedirler. Andolsun, onlardan önce, evvelkilerin çoğu da sapmıştı. Andolsun, biz onlara da uyarıcılar göndermiştik. Bak, uyarılanların sonu nasıl oldu! Ancak Allah'ın ihlâslı kulları başka. Andolsun, Nûh bize dua edip seslenmişti. Biz ne güzel cevap vereniz! Onu ve ailesini o büyük sıkıntıdan kurtardık. Onun neslini yeryüzünde kalanlar kıldık. Sonradan gelenler arasında ona güzel bir ad bıraktık. Âlemler içinde Nûh'a selam olsun! İşte biz iyilik yapanları böyle mükafatlandırırız. Çünkü o, bizim mü'min kullarımızdandı. Sonra biz, diğerlerini suda boğduk. Şüphesiz İbrahim de onun taraftarlarından idi. Hani o, Rabbine temiz bir kalple gelmişti Hani babasına ve kavmine şöyle demişti "Siz neye tapıyorsunuz?" "Allah'ı bırakıp da bir takım uydurma ilahlar mı istiyorsunuz?" "O halde Âlemlerin Rabbi hakkında görüşünüz nedir?" 88, 89. İbrahim yıldızlara baktı ve "Ben hastayım" dedi. Bunun üzerine arkalarını dönüp ondan uzaklaştılar. İbrahim onların putlarının tarafına gizlice gitti ve şöyle dedi "Yemez misiniz?" "Ne diye konuşmuyorsunuz?" Derken üzerlerine yürüyüp onlara güçlü bir darbe indirdi. Kavmi telaş içinde koşarak ona doğru geldi. İbrahim şöyle dedi "Yonttuğunuz putlara mı tapıyorsunuz?" "Oysa Allah sizi de, yaptığınız şeyleri de yaratmıştır." Kavmi, "Onun için bir bina yapın, içinde ateş yakın ve onu ateşe atın" dedi. Böylece ona bir tuzak kurmak istediler. Biz de onları en alçak kimseler kıldık. İbrahim şöyle dedi "Ben Rabbime onun emrettiği yere gideceğim. O bana yol gösterecektir." "Ey Rabbim! Bana salihlerden olacak bir çocuk bağışla." Biz de ona uysal bir oğul müjdeledik. Çocuk kendisiyle birlikte koşup yürüyecek yaşa gelince İbrahim ona, "Yavrum, ben rüyamda seni boğazladığımı gördüm. Düşün bakalım, ne dersin?" dedi. O da, "Babacığım, emrolunduğun şeyi yap. İnşaallah beni sabredenlerden bulacaksın" dedi. 103, 104. Nihayet her ikisi de Allah'ın emrine boyun eğip, İbrahim de onu boğazlamak için yüz üstü yere yatırınca ona, şöyle seslendik "Ey İbrahim!" "Gördüğün rüyanın hükmünü yerine getirdin. Şüphesiz biz iyilik yapanları böyle mükafatlandırırız." "Şüphesiz bu apaçık bir imtihandır." Biz, İbrahim'e büyük bir kurbanlık vererek onu İsmail'i kurtardık. Sonradan gelenler arasında ona güzel bir ad bıraktık. İbrahim'e selam olsun. İyilik yapanları işte böyle mükafatlandırırız. Çünkü o mü'min kullarımızdandı. Biz onu salihlerden bir peygamber olarak İshak ile de müjdeledik. Onu da İshak'ı da uğurlu kıldık. Her ikisinin nesillerinden iyilik yapanlar da vardı, kendine apaçık zulmedenler de. Andolsun, biz Mûsâ'ya ve Hârûn'a da lütufta bulunduk. Onları ve kavimlerini o büyük sıkıntıdan kurtardık. Onlara yardım ettik de onlar galip gelenler oldular. Biz onlara hükümlerimizi açıklayan Kitab'ı Tevrat'ı verdik. Onları doğru yola ilettik. Sonradan gelenler arasında onlara güzel birer ad bıraktık. Mûsâ'ya ve Hârûn'a selam olsun. Şüphesiz biz iyilik yapanları böyle mükafatlandırırız. Çünkü onlar mü'min kullarımızdan idiler. Şüphesiz İlyas da peygamberlerden idi. Hani kavmine şöyle demişti "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?" 125, 126. "Yaratıcıların en güzelini, sizin ve geçmiş atalarınızın Rabbi olan Allah'ı bırakarak "Ba'l'e mi tapıyorsunuz?" Onu yalanladılar. Bu sebeple onlar cehenneme götürüleceklerdir. Ancak Allah'ın ihlâslı kulları başka. Sonradan gelenler içerisinde ona güzel bir ad bıraktık. İlyas'a selam olsun Şüphesiz biz iyilik yapanları böyle mükafatlandırırız Çünkü o bizim mü'min kullarımızdandı. Şüphesiz Lût da peygamberlerdendi. 134, 135. Hani biz onu ve geride kalanlar arasındaki yaşlı bir kadın kâfir olan eşi dışında bütün ailesini kurtarmıştık. Sonra da diğerlerini yok ettik. 137, 138. Şüphesiz sizler yolculuklarınız sırasında sabah akşam onların harap olmuş yurtlarına uğrayıp duruyorsunuz. Hâlâ düşünmeyecek misiniz? Şüphesiz Yûnus da peygamberlerdendi. Hani o kaçıp yüklü gemiye binmişti. Gemidekilerle kur'a çekmiş ve kaybedenlerden olmuştu. Böylece, Yûnus kendini kınayıp dururken balık onu yuttu. 143, 144. Eğer o, Allah'ı tespih edip yüceltenlerden olmasaydı, mutlaka insanların diriltileceği güne kadar balığın karnında kalırdı. Derken biz onu hasta bir halde sahile attık. Üzerine geniş yapraklı bir ağaç bitirdik. Biz onu yüz bin, yahut daha fazla insana peygamber olarak gönderdik. Nihayet onlar iman ettiler. Biz de onları bir süreye kadar geçindirdik. Ey Muhammed! Onlara sor Kız çocukları Rabbinin de, erkek çocukları onların mı? Yoksa biz melekleri dişi olarak yaratmışız da onlar şahid mi bulunuyorlarmış? 151, 152. İyi bilin ki onlar kendi uydurmaları olarak, "Allah çocuk sahibi oldu" diyorlar. Onlar elbette yalan söylüyorlar. Yoksa Allah kızları erkeklere tercih mi etti? Neyiniz var? Nasıl hüküm veriyorsunuz! Hiç düşünmüyor musunuz? Yoksa sizin apaçık bir deliliniz mi var? Eğer doğru söyleyen kimseler iseniz getirin bu delili içeren kitabınızı! Allah ile cinler arasında da nesep bağı kurdular. Oysa cinler de kendilerinin Allah'ın huzuruna getirileceklerini bilirler. Allah onların nitelendirdiği şeylerden uzaktır, yücedir. Ancak Allah'ın ihlâslı kulları bunlar gibi değildir. 161, 162, 163. Ey müşrikler! Ne siz ve ne de taptıklarınız cehenneme gireceklerden başkasını kandırıp Allah'ın yolundan saptırabilirsiniz. Melekler derler ki "Bizim her birimizin bilinen bir makamı vardır." "Şüphesiz biz orada saf duranlarız." "Şüphesiz biz Allah'ı tespih edip yüceltenleriz." 167, 168, 169. Müşrikler şunu da söylüyorlardı "Eğer yanımızda öncekilere verilen kitaplardan bir kitap olsaydı, elbette biz ihlâslı kullar olurduk." Fakat kitap gelince onu inkar ettiler. Yakında sonlarının ne olacağını bilecekler. Andolsun, peygamber olarak gönderilen kullarımız hakkında şu sözümüz geçmişti "Onlara mutlaka yardım edilecektir." "Şüphesiz ordularımız galip gelecektir." O halde bir süreye kadar onlardan yüz çevir Gözetle onları, yakında onlar da görecekler. Yoksa onlar azabımızı acele mi istiyorlar? Fakat azabımız onların yurtlarına indiğinde o uyarılmış olanların sabahı ne kötü olur! Ey Muhammed! Bir süreye kadar onlardan yüz çevir. Bekle ve gör. Onlar da yakında görecekler. Senin Rabbin; kudret ve şeref sahibi olan Rab, onların nitelendirdiği şeylerden uzaktır, yücedir. Peygamberlere selam olsun. Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur. Saffat Suresi Faydaları İslam kaynaklarında, Saffat Suresi fazileti ile ilgili pek çok bilgi ve ayrıntı mevcuttur. Dolayısıyla Müslümanlar için Saffat Suresini okumak ve ezberlemek son derece önemlidir. Peygamber Efendimiz, Saffat Suresini okuyanlara şeytan ve cinlerin adedince sevap verileceğini müjdelemiştir. Rasulullah başka bir hadisinde, kıyamet gününde en çok sevaba sahip olmak isteyenin Saffat Suresinin son üç ayetini okumasını tavsiye etmiştir. Ayrıca Rasul-i Ekrem Efendimiz, cuma günü Yasin ve Saffat Suresi okuyan kimselerin muradının Allah tarafından gerçek kılınacağını söylemiştir. Saffat Suresini okuyan kimsenin rızkının çoğalacağı ve fakirlik yaşamayacağı rivayet edilmiştir. Ayrıca şeytanın da o kişiden uzak olacağı belirtilmiştir. Saffat Suresinin bir mekana asılması halinde şer sahibi cinlerin o mekana uğramayacağı söylenmiştir. Cin musallat olan bir kimseye şifa için Saffat Suresinin ilk 15 ayet okunmasın tavsiye edilmiştir. Özellikle yırtıcı hayvanların verebileceği muhtemel zararlardan korunmak için Saffat Suresinin 79. ayetinin okunması tavsiye edilmiştir. Ayrıca yılan ya da akrep gibi zehirli hayvanlara karşı da 75 ile 79. ayetler arasının okunması gerektiği inancı yaygındır. Hayırlı bir evlat sahibi olmak isteyen kimselerin, Saffat Suresinin 100. ayetinde bulunan Hz. İbrahim'in duasını etmesi salık verilmiştir. Bu ayette Hz. İbrahim, Allah'u Teala'dan neslini devam ettirecek salih bir çocuk istemektedir. Cuma günü Saffat Suresi okuyanların her türlü musibet ya da beladan emniyette olacağı aktarılmıştır. Saffat Ne Demek? Surenin ilk ayetinde bulunan "saffat" kelimesi dilimize "saf saf dizilenler" olarak tercüme edilebilir. Burada Allah'u Teala saf saf dizilenler olarak müminleri kastetmekte ve onların üzerine yemin etmektedir. Saffat Suresi Kaç Ayet? Kur'an-ı Kerim'in uzun sureleri arasında sayılabilecek Saffat Suresi, 182 ayetten oluşur. Saffat Hangi Surede Bulunur? Saffat Suresi, Kur'an-ı Kerim'de bulunan müstakil surelerden biridir. Dolayısıyla herhangi bir surenin kapsamı içerisinde bulunmaz. Ayrıca Kur'an-ı Kerim'in 37. suresi olan Saffat Suresi, 445 ve 451. sayfalar arasında yer alır. Saffat Suresi Nerede İndirilmiştir? En'am Suresinin ardından nazil olduğu rivayet edilen Saffat Suresi, Mekke döneminde indirilmiştir. Saffat Suresi Ne Zaman Okunur? Saffat Suresi, münasip olduğu sürece herhangi bir zaman ya da mekanda okunabilir. Bu hususta Kur'an-ı Kerim'de bulunan diğer sureler gibi Saffat Suresi hakkında da bir kısıtlamadan söz edilemez. Ancak Peygamber Efendimizden rivayet edilen hadislerde cuma günlerine yapılan vurgudan dolayı, İslam alimleri Saffat Suresinin özellikle cuma günleri okunması gerektiğini aktarmışlardır. Ayrıca Saffat Suresi çeşitli murat ya da ihtiyaçlar dolayısıyla Allah'u Teala'ya dua etmek için de okunabilir. Saffat Suresi Ne İçin Okunur? Saffat Suresini okuyan kimselerin cin ve şeytanlardan emniyette olacağı söylenmiştir. Ayrıca cin musallat olan kişilere Saffat Suresinin ilk 15 ayetini okumak tavsiye edilmiştir. Rasulullah Saffat Suresini okuyanların cin ve şeytanların adedi kadar sevap alacağını ifade etmiştir. Yırtıcı ya da zehirli hayvanların zararlarından korunmak için Saffat Suresini 75-79. ayetlerinin okunması gerektiğine inanılır. Hayırlı evlat isteyenlerin Saffat Suresinin 100. ayetini okuması nasihat edilmiştir. Saffat Suresini sıklıkla okuyan kişilerin fakirlik çekmeyeceği, rızkının bollaşacağı rivayet edilmiştir. Saffat Suresi Abdestsiz Okunur Mu? Abdest almadan Kur'an-ı Kerim'e temas etmek, Ehl-i Sünnet inancında caiz görülmemiştir. Dolayısıyla Saffat Suresini Kur'an-ı Kerim'den okumak için namaz abdesti almak şarttır. Ancak ezberden okurken abdest almak gerekli değildir. Ayrıca içerisinde Arapça okunuşu bulunmayan bir Kur'an-ı Kerim mealinden Saffat Suresinin anlamı, namaz abdesti olmadan da okunabilir. Saffat Suresi Nasıl Ezberlenir? Saffat Suresi, Kur'an-ı Kerim'in uzun sayılabilecek surelerinden biridir. Dolayısıyla bu sureyi ezberleyebilmek için kısa surelere göre daha fazla çaba harcamak gerekir. Ancak sureyi daha hızlı ve verimli bir biçimde ezberlemek adına bazı teknikler geliştirilmiştir. Başlangıçta sureyi birkaç defa dikkatli bir biçimde okuyarak telaffuz ve mahreç gibi konularda ortaya çıkabilecek hataların önüne geçebilirsiniz. Ezberlemeye aşina olduğunuz kelime gruplarıyla başlamak süreci daha kolay bir hale getirecektir. Bir baştan, bir sondan ayet ezberleyerek ilerlemek, hafızlar tarafından da kullanılan bir yöntemdir. Bu yöntemle sure sonunda oluşabilecek ezber aksaklıklarını engelleyebilirsiniz. İnternetten kolaylıkla bulabileceğiniz bir okuma ya da tilavet örneği ile ezberinizi pekiştirmek hem okumanızı güzelleştirecek hem de sureyi tekrar etmenizi sağlayacaktır. Saffat Suresi Yerine Ne Okunabilir? Saffat Suresi daha çok Kur'an-ı Kerim tilavetlerinden sonra ezberden okunan bir suredir. Eğer sureyi ezberlemekte başarılı olamadıysanız sureyi mushaf üzerinden de okuyabilirsiniz. Bununla birlikte Saffat Suresi yerine Kur'an-ı Kerim'den herhangi bir sure okumanızda bir sakınca yoktur.
AnasayfaLAHUTİYE DİLEK DUALARIİstek Ve Hacet DualarıSaffat Süresinin Fazileti Bu konu cemile tarafından 10 sene önce açıldı, 823 kere okundu ve Henüz Cevap Yok. cemile Üyelik Zamanı 10 sene önce Konu Sayısı 166 Yanıt Sayısı 541 Mekkede nazil olmuştur. 182 ayettik Kelime Sayısı 860, Harf sayısı 3826 dır. Saffat süresi; ismini birinci ayetteki saf tutmuş meleklerden bahsedilmesinden almıştır. 1. ayette saf saf olmuş ve ilahi emirleri bekleyen melekler – Saffat süresinin tamamını okumanın fazileti hakkında , Hz. İbni Abbas’ın anlattığına göre Resul-ü Ekrem Sallallahu Aleyhi Vessellem Efendimiz Hadisi Şeriflerinde şöyle buyurmuştur.” Her Kim, Cuma günü Yasin ve Saffat sürelerini okuyup sonra da Allahtan istek ve dilekte bulunursa, Allah CC o kimeye istidiğini ve dilediğini verir. Yani bu süreleri okuyanların dilekleri Cenabı Allah tarafından kabul edilir.– Geçim darlığı çeken bir kimse Saffat süresini 7 kere okuyup Cenabı Hak’ka dua ederse rızkı açılır, geçim sıkıntısından kurtulur.– Saffat süresinin son 3 ayetinin fazileti Bu üç süreyi okumanın fazileti hakkında Efendimiz Sallallahu Aleyhi Vessellem”Her kim kıyamet günü tam ve mükemmel olarak dolu dolu ecir ve sevab almak isterse, Saffat Süresinin sonu olan bu üç ayeti kerimeyi her namazın sonunda okusun.” buyurmaktadırlar. Not Ben bu son üç ayeti kerimeyi Kuranı Kerim okunup Sadakallahülazim dedikten sonrada okunmasını Kuranı Kerim okuyan kardeşlerime nacizane tavsiye ediyorum. SelametleHavvas, sürelerin fazileti, dua kitabı SÂFFÂT Suresi Latin okunuşu 37 – SAFFATBismillahirrahmanirrahim 1. Vessaffati saffa 2. Fezzacirati zecra 3. Fettaliyati zikra 4. İnne ilaheküm le vahıd 5. Rabbüs semavati vel erdı ve ma beynehüma ve rabbül meşarık 6. İnna zeyyennes semaed dünya bi zınetinil kevakib 7. Ve hıfzam min külli şeytanim marid 8. La yessemmeune ilel meleil a’la ve yukzefune min külli canib 9. Dühurav ve lehüm azabüv vasıb 10. İlla men hatfel hatfete fe etbeahu şihabün sakıb 11. Festeftihim ehüm eşddü halkan em men halakna inna halaknahüm min tıynil lazib 12. Bel acibte ve yesharun 13. Ve iza zükkiru la yezkürun 14. Ve iza raev ayetey yesteshırun 15. Ve kalu in haza illa sıhrum mübın 16. E iza mitna ve künna türabev ve ızamen e inna le meb’usun 17. E ve abaünel evvelun 18. Kul neam ve entüm dahırun 19. Fe innema hiye zecratüv vahıdetün fe izahüm yenzurun 20. Ve kalu ya veylena haza yevmüd dın 21. Haza yevmül faslillezı küntüm bihı tükezzibun 22. Uhşürullezıne zalemu ve ezvacehüm ve ma kanu ya’büdun 23. Min dunillahi fehduhüm ila sıratıl cehıym 24. Ve kıfuhüm innehüm mes’ulun 25. Me leküm la tenasarun 26. Bel hümül yevme müsteslimun 27. Ve akbele ba’duhüm ala ba’dıy yetesaelun 28. Kalu inneküm küntüm te’tunena anil yemın 29. Kalu bel lem tekunu mü’minın 30. Ve ma kane lena aleyküm min sultan bel küntüm kavmen tağıyn 31. Fe hakka aleyna kavlü rabbina inna le zaikun 32. Fe ağveynaküm inna künna ğavın 33. Fe innehüm yevmeizin fil azabi müşterikun 34. İnna kezalike nef’alü bil mücrimın 35. İnnehüm kanu iza kıyle lehüm la ilahe illellahü yestekbirun 36. Ve yekulune e inna letariku alihetina li şaırim mecnun 37. Bel cae bil hakkı ve saddekal murselın 38. İnneküm lezaikul azabil elım 39. Ve ma tüczevne illa ma küntüm ta’melun 40. İlla ıbadellahil muhlesıyn 41. Ülaike lehüm rizkum ma’lum 42. Fevakih ve hüm mükramun 43. Fı cennatin neıym 44. Ala sürurim mütekabilın 45. Yütafü alyhim bi ke’sim mim meıyn 46. Beydae lezzetil lişşaribın 47. La fıha ğavlüv ve la hüm anha yünzefun 48. Ve ındehüm kasıratüt tarfi ıyn 49. Ke ennehünne beydum meknun 50. Fe akbele ba’duhüm ala ba’dıy yetesaelun 51. Kle kailüm minhüm innı kane lı karın 52. Yekulü e inneke le minel müsaddikıyn 53. E iza mitna ve künna türabev ve ızamen e inna le medınun 54. Kale hel entüm müttaliun 55. Fattalea fe raahü fı sevail cehıym 56. Kale tellahi in kidte le türdın 57. Ve lev la nı’metü rabbı leküntü minel muhdarın 58. E fe ma nahnü bi meyyitın 59. İlla mevtetenel ula ve ma nahnü bi müazzebın 60. İnne haza le hüvel fevzül azıym 61. Li misli haza felya’melil amilun 62. E zalike hayrun nüzülen em şeceratüzç zekkum 63. İnna cealnaha fitnetel liz zalimın 64. İnneha şeceratün tahrucü fı aslil cehıym 65. Tal’uha ke ennehu ruusüş şeyatıyn 66. Fe innehüm le akilune minha fe maliune minhel butün 67. Sümme inne lehüm aleyha le şevbem min hamum 68. Şümme inne merciahüm le ilel cehıym 69. İnnehüm elfev abaehüm dallın 70. Fe hüm ala asarihim yühraun 71. Ve le kad dalhle kablehüm ekserul evvelın 72. Ve le kad erselna fıhim münzirın 73. Fenzur keyfe kane akıbetül münzerın 74. İlla ıbadellahil muhlesıyn 75. Ve le kad nadana nuhun fe le nı’mel müccıbun 76. Ve necceynahü ve ehlehu minel kerbil azıym 77. Ve cealna zürriyyetehu hümül bakıyn 78. Ve terakna aleyhi fil ahırın 79. Selamün ala nuhın fil alemın 80. İnna kezalike neczil muhsinın 81. İnnehu min ıbadinel mü’minın 82. Sümme ağraknel aharın 83. Ve inne min şıatihı le ibrahım 84. İz cae rabbehu bi kalbin selım 85. İz kale li ebıhi ve kavmihı maza ta’büdun 86. E ifken aliheten dunellahi türıdun 87. Fe ma zannüküm bi rabbil alemın 88. Fe nezara nazraten fin nücum 89. Fe kale innı sekıym 90. Fe tevellev anhü müdbirın 91. Ferağa ila alihetihim fe kale e ela te’külun 92. Ma leküm la tentıkun 93. Ferağa aleyhim darbem bil yemın 94. Fe akbelu ileyhi yeziffun 95. Kale e ta’büdune ma tenhıtun 96. Vallahü halekkkaküm ve ma ta’melun 97. Kalübnu lehu bünyanen fe elkuhü fil cehıym 98. Fe eradü bihı keyden fe cealnahümül esfelın 99. Ve kale innı zahibün ila rabbı seyehdın 100. Rabbi heb lı mines salihıyn 101. Fe beşşernahü bi ğulamin halım 102. Felemma beleğa meahüs sa’ye kale ya büneyye innı era fil menami ennı ezbehuke fenzur maza tera kale ya ebetif’al ma tü’meru setecidünı in şaellahü mines sabirın 103. Felemma eslema ve tellehu lil cebın 104. Ve nadeynahü ey ya ibrahım 105. Kad saddakter rü’ya inna kezalike neczil muhsinın 106. İnne haza le hüvel belaül mübın 107. Ve fedeynahü bi zibhın azıym 108. Ve terakna aleyhi fil ahırın 109. Selamün ala ibrahım 110. Kezalike neczil muhsinın 111. İnnehu min ıbadinel mü’minın 112. Ve beşşernahü bi ishaka nebiyyem mines salihıyn 113. Ve barakna aleyhi ve ala ishak ve min zürriyyetihima muhsinüv ve zalimül li nefsihı mübın 114. Ve le kad menenna ala musa ve haun 115. Ve necceynahüma va kavmehüma minel kerbil azıym 116. Ve nasarnahüm fe kanu hümül ğalibın 117. Ve ateynahümel kitabel müstebın 118. Ve hedeynahümes sıratal müstekıym 119. Ve terakna aleyhima fil ahırın 120. Selamün ala musa ve harun 121. İnna kezalik enczil muhsinın 122. İnnehüma min ıbadinel mü’minın 123. Ve inne ilyase le minel murselın 124. İz kale li kavmihı ela tettekun 125. E ted’une ba’lev ve tezerune ahsenel halikıyn 126. Allahe rabbeküm ve rabbe abaikümül evvelın 127. Fe kezzebuhü fe innehüm le muhdarun 128. İlla ıbadellahil muhlesıyn 129. Ve terakna aleyhi fil ahırın 130. Selamün ala ilyasın 131. İnna kezalike neczil muhsinın 132. İnnehu min ıbadinel mü’minın 133. Ve inne lutal le minel mürselın 134. İz necceynahü ve ehlehu ecmeıyn 135. İlla acuzen fil ğabirın 136. Sümme demmernel aharın 137. Ve inneküm le temürrune aleyhim musbihıyn 138. Ve bil leyl e fe la ta’kılun 139. Ve inne yunüse le minel murselın 140. İz ebeka ilel fülkil meşhun 141. Fe saheme fe kane minel müdhadıyn 142. Feltekamehül hutü ve hüve mülım 143. Fe lev la ennehu kane minel müsebbihıyn 144. Le lebise fı batnihı ila yevmi yüb’asun 145. Fe nebeznahü bil arai ve hüve sekıym 146. Ve embenta aleyhi şeceratem miy yaktıyn 147. Ve erselnahü ila mieti elfin ev yezıdün 148. Fe amenu fe metta’nahüm ila hıyn 149. Festeftihim e li rabbikel benatü ve lehümül benun 150. Em halaknel melaiket inasev ve hüm şahidun 151. E la innehüm min ifkihim le yekulun 152. Veledellahü ve innehüm le kazibun 153. Astafel benati alel benın 154. Ma leküm keyfe tahkümun 155. E fe la tezekkerun 156. Em leküm sültanüm mübın 157. Fe’tu bi kitabiküm in küntüm sadikıyn 158. Ve cealu beynehu ve beynel cinneti neseba ve le kad alimetil cinnetü innehüm le muhdarun 159. Sübhanellahi amma yesıun 160. İlla ıbadellahil muhlesıyn 161. Fe inneküm ve ma ta’büdun 162. Ma entüm aleyhi bi fatinın 163. İlla men hüve salil cehıym 164. Ve ma minna illa lehü mekamüm ma’lum 165. Ve inna le nahnüs saffun 166. Ve inna le nahnül müsebbihün 167. Ve in kanu le yekulun 168. Lev enne ındena zikram minel evvelin 169. Lekünna ıbadellahil muhlesıyn 170. Fe keferu bih fe sevfe ya’lemun 171. Ve le kad sebekat kelimetüna li ıbadinel murselın 172. İnnehüm le hümül mensurun 173. Ve inne cündena lehümül ğalibun 174. Fe tevelle anhüm hatta hıyn 175. Ve ebsırhüm fe sevfe yübsırun 176. E fe biazabina yesta’cilun 177. Fe iza nezele bi sahatihim fe sae sabahul münzerın 178. Ve tevelle anhüm hatta hıyn 179. Ve ebsır fe sevfe yübsırun 180. Sübhane rabbike rabbil ızzeti amma yesfun 181. Ve selamün alel murselın 182. Vel hamdü lillahi rabbil alemın İlgili Diğer Konular Cevap Yok 1 sene önce Cevap Yok 2 sene önce Cevap Yok 3 sene önce 1 Cevap 3 sene önce 2 Cevap 3 sene önce Son Konular Dua ihtiyaci Lütfen gerçekten yardımcı olabilecek birileri ilgilenirse sevinirim…. eski üyeliğimi kurtaramıyorum Bu kolyede yazanlar bir koruma mı yoksa büyü mü? Allah rızası için yardım edin ………………………. ALLAH RIZASI İÇİN ,BİLDİKLERİNİZİ SÖYLEYİN Gizli muska buldum, büyü müdür bu? Dua edin bana.. .. 22731 Kayıtlı Üye 16516 Konu 143770 Cevap Son Üye Antoniozem Forumda Kimler Online Şu anda 1 kişi Online Misafir ADMINISTRATOR 3SÜPER MODERATÖR 9MODERATÖR 1
Meal Ayet Arapça مَا يَفْعَلُ اللّٰهُ بِعَذَابِكُمْ اِنْ شَكَرْتُمْ وَاٰمَنْتُمْۜ وَكَانَ اللّٰهُ شَاكِرًا عَل۪يمًا Türkçe Okunuşu * Mâ yef’aluAllâhu bi’ażâbikum in şekertum veâmentumc vekânaAllâhu şâkiran alîmân 1. Ömer Çelik Meali Eğer siz şükredip inanırsanız Allah size ne diye azap etsin. Allah, iyiliklerin karşılığını bol bol veren ve her şeyi hakkiyle bilendir. 2. Diyanet Vakfı Meali Eğer siz iman eder ve şükrederseniz, Allah size neden azap etsin! Allah şükre karşılık veren ve her şeyi bilendir. 3. Diyanet İşleri Eski Meali Şükreder ve inanırsanız, Allah size niçin azabetsin? Allah şükrün karşılığını verir ve bilir. 4. Diyanet İşleri Yeni Meali Eğer şükreder ve iman ederseniz, Allah size niye azab etsin ki? Allah, şükrün karşılığını verendir, hakkıyla bilendir. 5. Elmalılı Hamdi Yazır Meali Eğer şükreder ve iman ederseniz Allah size azabı ne yapar? Allah, şükredenlerin mükafatını veren ve her şeyi bilendir. 6. Elmalılı Meali Orjinal Meali Siz şükreder, iyman ederseniz Allah size azabı nidecek? Halbuki Allah şükrü bilir, bir alîm bulunuyor 7. Hasan Basri Çantay Meali Eğer şükreder, îman ederseniz Allah sizi neye azaba uğratsın? Allah şükredenlerin mükâfatını verici, onların ne yapdıklarını hakkıyle bilicidir. 8. Hayrat Neşriyat Meali Eğer verilen ni'metlere şükredip îmân ederseniz, Allah size azâbı neylesin? Çünki Allah, Şâkir iyiliklerin mükâfâtını fazlasıyla verendir, Alîm herşeyi bilendir. 9. Ali Fikri Yavuz Meali Eğer siz, Allah'ın nimetlerine şükreder ve iman ederseniz, Allah size neye azab etsin? Allah şükredenlerin mükâfatını verici, yaptıklarını bilicidir. 10. Ömer Nasuhi Bilmen Meali Eğer şükreder ve imân etmiş olursanız, Allah Teâlâ sizin azabınızla ne yapacaktır? Halbuki, Allah Teâlâ şâkirdir, alîmdir. 11. Ümit Şimşek Meali Siz iman edip şükrederseniz Allah size niçin azap etsin? Allah şükredenleri ödüllendiren ve herşeyi bilendir. 12. Yusuf Ali English Meali What can Allah gain by your punishment, if ye are grateful and ye believe? Nay, it is Allah that recogniseth all good, and knoweth all things. Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin anlaşılması mümkün değildir. Mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Nisâ Sûresi 147. ayetinin tefsiri için tıklayınız * Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir.
saffat suresinin 147 ayetinin fazileti